Son bir kaç yılda her konuda yazı yazan blogger akınına maruz kalmış bulunuyoruz. Çoğunlukla yaşam tarzı üzerine, anne-bebek konulu ya da girişimcilere yönelik blog yazarları var. Çoğunlukla da “İnternet üzerinden nasıl para kazanılır?” sorusunun cevabını arıyorlar.
Web sitelerini ve içeriklerini incelediğimiz zaman, bir şeyle karşılaşıyoruz; hepsi kendi araştırmasını yapmış, blogging konusunda nasıl başarılı olunur konusunda belli bir scripti uyguluyorlar. Hepsi ortalama 10 blog yazısı yazmış, email listesi oluşturmuş, belki bir e-book yapmış. Sahip oldukları her içeriğin tanıtımını yapıyorlar, her yerde ve her zaman. Tekrar, tekrar ve tekrar.
Başlangıçta bolca trafik geliyor. İçerikleri yeni ve güncel. İnsanlar incelemek istiyorlar. Fakat bir süre sonra yeni bloggerlar doğuyor, ve ilgi onlara kayıyor.
Eğer blog yazımında başarılı olmak istiyorsanız, önce kendiniz olmalısınız, ve kendi dilinizi oluşturun.
Blogger olmak için sabit bir şablon yok.
Kural yok.
Email listen olmadığı için ya da dijirtal ürünler satmadığınız için internetten kovulmayacaksınız.
İyi hissetmediğiniz şeyleri yapmayın.
Gerçekten başarılı bloggerlar özgün yazılar yazıp ve kendi tarzlarını yansıtıyorlar. Bu nedenle başarılılar.
Bir bakasının sürecini kopyalayarak muhtemelen asla başarılı olamayacaksınız.
Blogging bir maraton koşusu gibidir, 100 metre koşusu gibi değil. Emin olun bazı insanlar başlangıç düdüğü çalar çalmaz son sürat koşar, fakat kendi ritmimizi yakalamak için ısınacak zamana ihtiyacımız var.
Sistemin işlemesi için en az bir yıl gerekiyor. Kendi kitlenizi bulmak ve sizin için neyin uygun olacağını çözmek için kendinize biraz zaman tanıyın. Sadece zaman ve deneyim size bu süreci öğretir.
Şu an iyi hissediyorsunuz, fakat az trafik biraz cesaret kırıcı olacak.
Neyi yanlış yapıyorum?
Bu durumu değiştirmek için ne yapmalıyım?
Daha çok sayfa ziyareti nasıl kazanırım?
Cevap bilindik ama çok basit : Daha çok yazı yazın!
Blogunuzda en az 100 içerik olmalı, doğru duydunuz, en az 100 özgün, anlamlı, geçerliliği olan içerik olmalı. Basit düşünün her yazınız bir trafik getirse, günde yüz sayfa gösteriminiz olacak. Belki her yazınız ilgi çekmeyecek, ama daha çok yazınızın olması, şansınızı artıracak, ve ayrıca sosyal medya üzerinden de daha çok kişiye ulaşarak tıklayıp yazıyı okumalarını sağlayabilirsiniz.
Ayrıca 100 yazınız varsa, okuyucu kitlenizin neleri sevdiğini ve nelere cevap verdiğini de ölçebiliyorsunuzdur. Kaliteli yazmayı yazılar arası atıfta bulunmayı ve zaman zaman bazı yazılarınızı öne çıkarmayı öğreneceksiniz. Arama motoru optimizasyonu için bu oldukça önemli.
Şimdi gidip çılgınlar gibi 100 yazı yazmaya çalışmadan evvel ne tür yazılar olması gerektiği ile ilgili önemli 2 maddeyi okuyun:
- Yaprak Dökmeyen. Yani her zaman geçerliliğini korumalı. 5 veya 10 yıl sonra yazının içerisindeki bilgiler halen kullanılabiliyor olmalı.
- Kişisel olmamalı. Hepimiz günlük yaşamımız ile ilgili yazıyoruz. Aslında blogger olmanın anlamı bu, fakat kimse sizin ne yediğiniz, kiminle görüştüğünüz ile ilgilenmiyor. en azından şimdilik 🙂
Öyleyse gidip daha çok içerik üretin. Hedefinizi mükemmel 100 içerik olarak belirleyin.