Her şey önce bir hayalle başlar. Sıralamaya başlarsın; şöyle bir işim olsa, şurada çalışsam, bak burası tam da benim gibi birini arıyormuş diye. Hayal etmenin ötesine geçme vakti geldiğinse ise anlarsın yeni bir adım atmanın sırası gelmiştir.
Yeni adımımız iş başvurularının yapılmasıdır. Büyük heyecanlar, güzel beklentiler, yeni hayaller eşliğinde ‘dönüş yapılacak mı’ soru döngüsüne girilir. Hassasiyetin en üst seviyede olduğu bir dönemdir.
Her an telefon, mail kutusu kontrol edilir. Her gelen arama ve mail uyarı sesi duyulduğunda göğsün yumruklanmaya başlar adeta. Bana sorarsanız heyecan iyidir, her zaman için sizi ve duygularınızı dinç tutar. İstediğiniz şeye daha sıkı tutunur, istek derecenizi korursunuz.
Tüm bu önemli adımlar bir bir tamamlanmaya devam ederken beklenilen haber sonunda gelmiştir. Evet o gün gelmiştir, tarih ve saat belirtilip sizi tanışmak için bekliyoruz diye yazan satırları okurken bulursun kendini. O andan sonrası karışık duygular diyarına yolculuk 🙂 Heyecan, stres, merak, sakinleşme çabaları, deli dolu düşünceler derken görüşme günü gelmiştir bile.
Ayna karşısında giyilip çıkarılan kıyafetler, yeni baştan yapılan kombinler… Kıyafet bulunduktan sonra görünüme uygun ayakkabı ve çanta arayışı takip eder sırayı. Tam ‘evet bitti, hazırım’ dediğin an saçların ilişir gözüne, karşı karşıya kaldığın aynada 🙂
Ve uzun emeklerin sonunda görüşme saatine son birkaç dakika… Derin bir nefes alırsın, iyi düşünüp her şeyin iyi geçeceğine inanarak dileklerde bulunursun. Belki de her zaman yaptığın o uğurlu totemini yaparsın 😉
Evet.. İlk adım.. Sonrasında duyduğun tek şey hızlı atmaya başlayan kalbinin sesi. Daha etrafı incelemeye yeni başlamışken biri gelir yanına, elini uzatır kendini tanıtır ve seni görüşme odasına götürmek için önünden yürümeye başlar. O an hissettiğin derin bir heyecandır sadece.
Görüşme odasına gelenler tokalaşarak kendini tanıtır ve karşına oturarak seninle ilgili bilgilerin yer aldığı kağıtları masaya yerleştirir, bir kaç küçük bakıştan sonra ilgi kağıttaki yazılardan sana döner. O an yapmak gereken tek şey, sana hakim olan heyecan duygusunu doğru biçimde yönlendirerek kullanmak. Sonrası ballı lokum 🙂
İlk önce kalbin seni dövmeyi bırakır, nefes alışların düzene girer, kendini odadaki topluluğa ait hissetmeye başlarsın ve adeta kendini satır satır okuyormuşçasına tanıtmaya başlarsın. Sorulan sorularla karşılıklı aktif bir süreç gelişir. O andan sonra artan hakimiyetin ve hissettiğin rahatlık duygusu ile başarılı bir biçimde görüşme sonlanmaya doğru ilerler.
Biz sizinle iletişime geçeceğiz sözünü destekleyen tokalaşma ile heyecanla beklenen görüşmenin sonuna gelinmiştir bile. Kendinden emin adımlar ile çıkış kapısına gitgide yaklaşırsın.
Ve bitti.. Bu kadar heyecanın üstüne güzel bir kahve iyi gider diyerek en yakın kafenin yolu tutulmuştur bile 🙂
