Merhaba Sevgili Anneler ,
Bu bizim gerçek hikayemizdir ….
Oğlum 3 yaşına geldiğinde onu kreşe yazdırdım. Çünkü artık evde keşfedeceği , yapacağı birşey kalmamıştı ve bende artık ona birşey veremediğimi düşünüyordum. Ayrıca çalışacak, iş hayatına geri dönecektim ! ( güya çalışacaktım 🙁 )
***Çocuklarınızı, 3 yaşına geldiğinde mutlaka kreşe göndermenizi tavsiye ederim. Otizmli olsun / olmasın, çünkü evde yapacak hiç birşey yok. Benim oğlumu kurtaran şeylerin başında kreş geliyor. ***
Başladık kreşe herşey iyi güzel kısa bir süre sonra yemek problemi nedeniyle okuldan çağrıldım. Zaten çok zor değildi anlamak. O kadar çok yemek seçerdi ki… Yemediklerini değil yediklerini söyleyeyim: kahvaltıda mama (bebe bisküvisi, muz, süt, peynir, pekmez, yumurta karıştırır blender ile püre yapardım) yerdi, öğlen veya akşam birşey yiyecekse de yayla çorbası veya köfte yerdi o kadar. Meyve olarak da muz yerdi ve tabiki bisküviler, çikolatalar, şekerler en sevdiği şeylerdi …
Okulun talebi üzerine aç bırakma yöntemini denedik ama hasta oldu. Hasta olunca da eski haline geri dönmek zorunda kaldık ve o kazandı.
Zaten bugüne kadar yeme düzenini bu yüzden değiştiremedim. Yemiyor, çok dirençli oluyorlar ve onların dirençli tutumlarının karşısında yeniliyorsunuz, kazanamıyorsunuz !!!
Bu arada hemen belirteyim, yemek yememe problemi 1.5 yaşında başladı tam 18 aylıkken. En sevdiği şeyleri bile yediremezdim. Sevdiği şeyleri bile yerken mutlaka tv veya bilgisayar açık olurdu. Başka türlü yemezdi. O zamanlar hasta olmaması, sağlığı önceliğimiz olduğu için bu durum bizim dikkatimizi çekmedi.
Sallanır ve zıplardı, gülerdik heyecanlı çocuk derdik. Her türlü aksi, ters davranışlarına 2 yaş sendromu der katlanırdık. O nedenle çok dikkatli olmanızı öneririm.
2 yaş sendromu ile çok karışıyor, daha öncede belirtmiştim; yemek, uyku vb sıkıntılar her çocukta olabilir ve hemen otizm denmez ama her çocuk “SALLANMIYOR-ZIPLAMIYOR” adını sorduğunuzda söylemeli, benim oyuncağım demeli ve dönen şeylere ilgi göstermemeli .
Bunlar varsa bir “otizm uzmanı psikoloğa” mutlaka gitmenizi öneririm. Erken teşhis ile kurtarabilirsiniz çocuğunuzu.
Bakın bana ne kadar cahildim, bilgisiz ve kördüm. Anlamadım, aklıma bile gelmedi, “otizm” deseler o ne derdim !!!!!
Yemek yeme problemini çözemeyince okul beni psikoloğa yönlendirdi. İtiraz etmedim açıkçası çünkü yaşadığım zorluklardan artık bende bıkmıştım. Bir çözüm bulmak istiyordum. Hayat çok zor ilerliyordu. Takıntılar, ağlamalar, anlam veremediğim davranışlar… Bir gün bir şeyi istiyor ertesi gün reddediyordu, asla uyku düzeni olmadı. Akşam üstü 17:00 – 19:00 arası uyuyordu, kestiriyordu sonra gece 01:00 e kadar yatmıyor sabah 10:00 dan önce kalkmıyor okuldaki kahvaltıya yetişemiyordu.
Mecburen mama yapıp okula götürüyordum ya da evde yedirip öyle gidiyorduk ve bizim okula gidişimiz zaten 11:30-11:45 filan oluyordu ve artık öğle yemeği saati geliyordu. Bizimki yemekhanenin önünden bile geçmezdi ve 6 ay geçmedi.
Okulun dikkatini çeken nokta buydu zaten. Çocuklar topluluk içinde, birbirlerine baka baka öğrenir ve gelişirler ama bizimki öyle değildi. Kapıyı kapatırdı ve açamazdınız. Direnç, inat takıntı…. Aman Allahım korkunçtu !!!!
Elimde düzgün hiç birşey yoktu.
Sabahtan akşama kadar okulda aç otururdu bende kıyamadığım ve hasta olmasını istemediğim için çıkışına elimde simitle veya atıştıracak birşeylerle giderdim. Zaten sıkıntılardan biri de buydu. Birşeyi 1 kere yapmamız yeter, her gün aynı saatte aynı şeyin olmasını ister ve beklerdi olmadığı zaman da dünyayı dar ederdi. Okul çıkışına birşey almadan gitmeye cesaret bile edemezdim o derece !
*** Buraya da dikkatinizi çekmek istiyorum ! Bu otizm belirtisi mi bilmiyorum ama bir kere yaptığınız bir şeyi sürekli istiyorsa sorgulamanızı öneririm.***
Ör: markete gidiyoruz, ekmek, yoğurt, makarna aldım. Ertesi gün MUTLAKA aynı şekilde markete gideceğiz yine ekmek, yoğurt, makarna alacağız, sırası bile aynı olacak ! Önce makarna, ekmek, yoğurt olmaz, sırası da değişmeyecek ! başka türlü kurtulamam, ve bu, anında takıntı haline geliyor ve en az 1 ay sürüyordu.
Biz çocuğumuzla yıllarca market, avm vb yerlere gidemedik. Gittikten sonra hayatımız mahvoluyordu. Okuldan alıp hemen eve. Ola ki evde birşey eksik, almayı unutmuşuz almıyorduk yapacak birşey yok yoksa bunun acısını en az 1 ay çekeriz diyorduk.
Düşünsenize …. kabustu
Bir örnek daha vereyim hemen. Yıllarca hayatımızı mahveden durum.
Bizim evin orada bir inşaat projesi vardı. Büyük bir inşaat firması rezidans yapıyordu ve bunun tv da reklamları da vardı. Bizimki reklamlarla yemek yer demiştim ya, reklamını gördüğü binanın gerçeğini de görünce çok etkilendi.
Bir de evimize en yakın ve onu hep götürdüğümüz çocuk parkının tam karşısında bu binalar. (ağaoğlu, suryapı vb evleri gibi düşünün isim vermek istemiyorum )
Tabi biz nerden bilelim, evde reklamını seyrettiği binaları çocuğun gözüne soktuk bak oğlum deyip gösterip bir de reklam şarkısını söyledik.
Zaten bunu birkaç sefer yapmamız yetti arttı bile. O günden sonra o binaların önüne gelip, durup , şarkısını söylemeden 4.5 yaşına gelinceye kadar gece-gündüz eve giremedik.
Babam bana inanmadı. Bir gün arabadayız babam ön koltukta oğlum tam arkasında araba koltuğunda otururken “dur şu binaların önünden geçeyim yoksa girmez eve baba” dedim, “hadi kızım hadi bırak Allahaşkına yürü eve dedi” eve doğru giden yokuşa gelir gelmez bizimki bastı çığlığı, gidelim diye bağırıyor, babamın koltuğunu tekmeliyor, emniyet kemerini çıkarmaya çalışıyor… arabada bir anda kıyamet koptu.
Nasıl döneceğimi şaşırdım, gittim, durdum binaların önünde, 10-15 saniye şarkısını söyledim öyle döndük eve ve o dakikadan sonra o çılgın çocuk biranda süt dökmüş kediye döndü.
Babamın rengi gitti, inanamadı ve “kızım Allah yardım etsin sana” diyebildi o kadar.
Bir gece gezmeden geliyoruz. Saat 02:40 filan. Bizimki arka koltukta uyuyor. Arabayı park ettik tam da apartmanın önündeyiz hadi oğlum kalk diye kaldırıyoruz kucağımıza alacağız bir çığlık koptu yine, banane ben M…. a gidicem diye. Oğlum yapma etme bu saatte olmaz …yok …. 5 saniye bile daha fazla duramadık, öyle bir bağırıp ağlıyor ki gece gece mümkün değil o şekilde eve girebilmek. Hem mahalleyi inletir hem apartmandakileri ayağa kaldırır. Girdik arabaya, gittik o evlerin önüne 10-15 saniye şarkısını söyledik ve öyle eve girebildik. Gece saat 03:00 ve uyuyordu dikkatinizi çekerim !
Bir gün o evlerin arasından geçmek istedi, eşim bezmiş artık sussun diye sitenin içerisine girmiş şarkısını söyleyip 20 saniyede filan çıkmış tekrar. O günden sonrada hep siteye girdik şarkı söyledik çıktık !
Bunlar şu an hikaye gibi. Bunlar anlatılmaz yaşanır. Biz bununla 3 yıl, tam tamına bir fiil ve her gün 3 yıl yaşadık sevgili anneler… Ve farkındaysanız biz ve ben hala ne olduğunu bilmiyoruz. Daha başlamadık, daha otizm kelimesi, gerçeği ile tanışmadan önceleri bunlar. Bunlar çektiklerimize örnekler.
Doktor olmadığım için örnekler vererek anlatıyorum ki sizde buna benzer durumlar yaşıyorsanız doktora gidin diye.
Belirtiler
- uyku düzeni yok
- yemek yeme diye birşey yok, düzensiz ve abur cubur
- takıntılar inanılmaz boyutta
- bu arada bez-emzik hala devam ediyor, tuvalet eğitimi almayı reddetti, emziği bırakmadı
- korkunç bir inat
- okula başlamasına rağmen, onca çocuğa bakıp hiç gelişme göstermiyor
Bende tek başımayım. Eşimle 1 yıldır ailesi yüzünden aramız bozuk ve zaten normalde yoğun çalışırdı (muhasebeci çünkü) şimdi, benle arası kötü, eve geliyor çocuk çılgın gibi … Her gün 22:00 den önce eve gelmiyor. Gelse de ruh gibi ilgilenmiyor bizimle, alıp bilgisayarını çalışmaya devam ediyor.
Üniversiteden mezun olduktan 2 ay sonra başladım çalışmaya hamileliğimin 8.ayında bıraktım ve tekrar çalışacağım diye hayal ederken kendimi böyle bir kaosun içinde buldum.
Nasıl bir psikolojide olduğumu bir düşünün .
- işim yok, çalışamam, çocuk bana bakıyor
- kocam bana düşman gibi
- çocuğum berbat durumda ve ben ne yaşadığımı, bunun ne olduğunu , ne yapmam gerektiğini … hiçbirşey bilmiyorum.
Çırpındıkça batıyorum. Hayatım öyle kötü ki …. kötü kelimesi melek gibi kalıyor berbat bir hayat yaşıyorum. BERBAT ! (yıl 2012 idi )
Sevgilerimle ,