Yöneticiniz size yeni bir proje hakkında talimat verirken yaklaşan tatilinizi mi ya da akşam yemekte ne pişireceğinizi mi düşünüyorsunuz? Ortalama olarak bir insan, hayatının üçte birinin önünde bulunan görevle ilgisi olmayan konular hakkında düşüncelere dalarak geçirmektedir.
Zihin uçuşması, dikkati duyumsal girdiden çekerek zihinde görevle ilgisiz konulara dikkat çekebilir. Bu durum, örneğin araba kullanmak gibi bulunulan ortama göre hassas zamanlama gerektiren görevler sırasında sorunlar ortaya çıkarabilir. Öte yandan, çamaşırları düzenlemek gibi sıkıcı, tekrar eden bir görev sırasında zamanı geçmeye çalışırken faydalı da olabilir.
“İnsan, beyin kapasitesinin sadece yüzde 10’unu kullanır,” denmektedir. Beyin; yüksek verim ve enerji gerektiren bir organdır. Tam kapasitede kullanılırken bile, tıpkı masaüstünde gereğinden fazla sayıda dosya ve klasör bulunan bir bilgisayarda olduğu gibi aşırı “bilgi yüklenmesi” şeklinde problemler yaşayabilir. Çevremizde aynı anda birden işleyemeyeceğimiz kadar çok etmen var. Bu yüzden aşırı bilgi yükü problemini çözmek için, dikkatinizi yönetebilmeniz gerekir.
Dikkatimizi beynin lideri olarak düşünebiliriz. Dikkat nereye giderse, beynin geri kalanı da onu takip eder. Bir bakıma dikkat, beynin patronudur.
Düşüncelerin, hislerin, duyuların ve arzuların akışları ile bilinçli ve bilinçdışı süreçler; sinir sistemimizi andan ana şekillendirir. Beynimizin yapısı, sürekli olarak değişir. Peki bu iyi midir; yoksa kötü mü?
Odak noktanızda yer alan her şey, beyninizi değiştirmek için özel bir güce sahiptir. Dikkat, bir anlamda spot lamba ve elektrikli süpürge gibidir: Üzerinde durduğu nesneyi aydınlatır; sonra onu özümseyerek beyninize yerleştirir.
Bu nedenle, neye dikkat verdiğinizi kontrol etmeniz gerekir. Rahatsız edici fikirlere karşı mesafe koyduğunuzda (endişe verici endişeler, zihinsel mırıldanmalar veya kendini kötü bir şekilde eleştirme gibi); beyninizi, dolayısıyla da yaşamınızı daha iyi hale getirebilirsiniz.
Konu Başlıkları
Nasıl?
Dikkatinizi kontrol etmeye yönelik aşağıda sunulacak adımlardan birini uygulayarak, işe başlayabilirsiniz.
- Ferahlayın. Örneğin, derin derin nefes alıp verin. Nefes alıp vermenin önemi hafife alınmamalıdır. Bu eylem; sakinleştirici, merkezleyici parasempatik sinir sistemini harekete geçirir ve bu şekilde, sinir sisteminde dikkati dağıtan veya “zihin uçuşmasına neden olan” mekanizmayı çökertir.
- Üzerinizde zorlanmadan, önem verdiğiniz ve kendinizde değerli gördüğünüz şeyleri düşünün. Sevdiğiniz şeyleri düşünün. Bu şekilde içinizi, “kalbinizi” ısıtmış olacaksınız ve kendinizi korunmuş, güvende hissedebileceksiniz. Kendinizi daha güvenli hissetmenize yardımcı olacak şeyleri düşünerek, güvenlik hissiyle daha verimli hale gelebilirsiniz. Bu aynı zamanda, gereğinden fazla endişelenmenin de önüne geçmeyi sağlayacak yöntemlerden biridir.
- Çok küçük çaplı da olsa olumlu duyguları teşvik edin. Bunu yavaş yavaş yapabilirsiniz. Örneğin, memnun olduğunuz veya minnettar olduğunuz bir şeyi düşünün. Şükredin.
- Bir bütün olarak bedenin hissini yaşayın. Her anın içinde bulunarak, farkındalık geliştirin. Büyük ve panoramik bir perspektif içinde algılanan ve “geştalt” olarak da anılan bu anlamda duyum, beyinde sürekli dikkati destekleyen ağları harekete geçirirken, beynin orta kısmında yer alan ağları, düşüncede kaybolduğumuzda kullandığımız düğmeleri etkisiz hale getirir.
Tüm söylenenlerin yanı sıra, yapılan birtakım araştırmalara göre zihin uçuşmasının, yaratıcılığı tetiklediği de açığa çıkarılmıştır. En yenilikçi fikirleri bulmada zihin uçuşmasının bir etken olabileceği, çok da şaşırtıcı gelmeyebilir.
Araştırmacılar, Olağandışı Kullanımlara Yönelik Görev adı verilen bir yaratıcılık testinin katılımcılarından, bir kağıt parçası veya gazete küpürü gibi günlük yaşamın alışılagelmiş bir parçası olan bir öğeye yönelik farklı ve yeni kullanım biçimlerini hayal etmelerini istemiştir. Birinci ve ikinci aşamalar arasında, katılımcıların bir kısmı zihin uçuşmasının mümkün olduğu zorlu olmayan bir görevde; diğerleri ise akıl yürütme ve tam konsantrasyon gerektiren zorlu bir görevde bulunmuştur. Çok talepkar olmayan görevi gerçekleştiren katılımcılar, zihin uçuşmasıyla birlikte diğer katılımcılara kıyasla çok daha yüksek performans sergilemiştir. Görevden bir anlık da olsa farklı bir şeye odaklanmak, onlara yardımcı olmuştur.
Zihnin dolaşıp keşif yapmasını destekleyen koşullar oluşturulduğunda, yaratıcılık teşvik edilebilir. Hatta bu, ilham verici de olabilir. Zihin uçuşması, neye odaklandığınıza ve koşullara bağlı olarak sizin yararınıza olan bir aktiviteye de dönüştürülebilir.