İş Değişikliği Neden Bu Kadar Yanlış Anlaşılıyor?

0
127

İş görüşmesi esnasında, görüşmeyi yapan kişi, karşısındakini incelerken kahvesinden bir yudum alır, arkasına yaslanır; “CV’niz gayet güzel ancak ortalama 3 yılda bir iş değiştirmişsiniz, bu kadar sık iş değişikliği neden?” diye sorar. İş görüşmesine gelen aday, derin bir nefes alır, bu esnada;  “Maaşı daha iyiydi, evime daha yakındı, yöneticimle anlaşamıyordum, kendimi geliştiremiyordum, ya da yeni firmada çalışmak istedim.” gibi gerçek nedenleri kafasında dolandırırken, görüşmeyi yapan kişinin hoşuna gidebilecek şekilde cevap vermeyi tercih eder.

Neden?

Durup dururken dikkat çekmeyeyim, fazla dürüst davranıp antipatik olmayayım, zaten soruyu sorarken ses tonu; “hmm yoksa bağlanma sorunu mu yaşıyorsun, gözün hep dışarda mı?” der gibiydi.

Halbuki kimseden ömür boyu aynı yerde çalışmasını bekleyemeyiz? İyi transferler yapıldığında futbolcuları, basketbolcuları alkışlıyoruz. Beyaz yakalının iş değişikliği de bu kadar doğal değil mi?

İstikrar elbette önemli. Çalışmaya başladığınız zaman uzun süre devam etmelisiniz, çünkü kurum kültürünü edinirsiniz, yaptığınız işi, ürün ve servislerinizi derinlemesine öğrenip geliştirirsiniz, müşterilerinizi iyi tanıyıp isteklerine hakim olursunuz, ekip arkadaşlarınız ile senkronize hareket edersiniz, firmanız ile bütünleşirsiniz, v.s.

Yaptınız işin niteliği de oldukça önemli, eğer değişikliklere açık, sürekli gelişen, yeni projeler, farklı müşteriler, yeni teknolojiler kullanılan bir işiniz var ise, aslında zaten durmuyor, sürekli öğreniyorsunuzdur. Bu şekilde hem kendinizi geliştiriyor, hem sıkılmıyor, hem iyi sonuçlar alıyor, hem de istikrarınızı yıllarca sürdürüyorsunuzdur.

Eğer mutlu çalışıyorsanız çok güzel çıktılarınız olur, bu durum hem zamanınızın çoğunluğunun geçtiği iş hayatınızın verimini artırırken, özel hayatınızı da olumlu şekilde etkiler. Her ne kadar iş yaşamı ile özel yaşamı ayırmak gerekiyor olsa da, birinde yaşadığınız durum diğerini de etkiliyor. Dolayısı ile her ikisinde de mutlu olmayı sağlamak hassas bir konu.

Eğer çalıştığınız iş yerinde artık verimli olmadığınızı, bu firmanın ve işin gelişmenize katkı sağlamayacağını düşünüyorsanız, yeni bir işe geçmeniz en iyisi.

Nitekim uzun süre aynı yerde çalıştığınızda bir süre sonra işletme körlüğü oluşmaya başlıyor. Artık yeni şeyler üretemiyorsunuz, hem siz hem de çalıştığınız firma tehlikeli bir şekilde kısır döngüye giriyor ve bu da acil farkına varılıp çözülmesi gereken bir sorundur.

Deneyimlerinizi yeni bir firmada, başka bir kültürle yeniden işlemeniz size de keyif verecektir. Bunu yaparken yeni firmadan alacağınız yeni bilgiler ve deneyim de sizin gelişiminize destek olacaktır.

Ne derler “Tebdil-i Mekanda Ferahlık Vardır.” Değişiklik iyidir. Bu değişikliğin şekli sizin elinizde, ister işinizi renklendirin ve verimi artırın, ister yeni bir işe geçin. Sonuçta siz içinizden geldiği gibi davranın.

Önceki İçerikMakyaj Teknikleri, Güzellik Sanattır
Sonraki İçerikBıçak Sırtı / BLADE RUNNER 2049
Hanife Çilingiroğlu
Anadolu Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü mezunu olan Çilingiroğlu, Okan Üniversitesi’nde MBA derecesini tamamlamıştır. Çalışma hayatına 2005 yılında İngilizce öğretmeni olarak başlamış ve 2007 yılından itibaren AcerPro bünyesinde Satış ve Pazarlama faaliyetlerinden sorumlu üst düzey yöneticiliğini yürütmüştür. 2016-2018 yılları arasında eş zamanlı olarak AcerCrea Sigorta Temalı Dijital reklam ajansını yönetmiştir. 2018 yılı itibarı ile AcerPro’da Bankasurans Direktörü görevini sürdürürken, banka ve sigorta şirketleri kanalında banka sigortacılığı iş hacmini artırmak, yeni teknolojik projeler üretmek üzere konumlanmıştır. Bankalara sunulan omnichannel bankasurans çözümü ile, bankaların tüm sigortacılık faaliyetlerini daha verimli hale getirerek tüm kanallara yayılması, teknolojinin en iyi seviyede kullanılması ve müşterilerin her alanda dijitalleşmesine katkı sağlamak üzere çalışmalar yürütmektedir. Güzel Atlar Diyarı, Kapadokya’dan geldi İstanbul’a. Hayata dair teorileri var. Seviyor, çalışıyor ve yaşıyor, bazen en çok çalışıyor. İnternet dünyasını, yeni gelişmeleri ve teknolojileri takip ediyor. Dijitalleşme ve sosyal medyanın doğru kullanımına dair saatlerce konuşabilir. En çok gülümse(t)meyi sever, bilir ki çoğu zaman bir tebessüm hayat kurtarır. Bitki çayları var bir de, asla vazgeçemez. Hatta son gözdesi; “ballı, tarçınlı ve sütlü yeşilçay” şiddetle tavsiye olunur. Sevgiyle Kalın.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz