Süreyya Ağaoğlu…
Ülkemizin ilk kadın avukatı.
Bir arkadaşıyla birlikte Adalet Bakanlığı’nda staja başlar.. İlk günlerin heyecanı geçince, bir sorunla karşılaşırlar: Öğle yemeği işini nasıl çözeceklerdir? Evlerine gidemezler, evleri bakanlığa çok uzaktır. Devrin şartları dolayısıyla lokantaya da gidemezler.. Aslında Ankara’da yemek yenebilecek bir lokanta vardır ama burada: sadece milletvekilleri yemek yiyebilir. Kadınların lokantada yemek yemesi olacak şey değildir..
İki arkadaş öğle yemeklerini, bir süre için peynir ekmek yiyerek geçiştirirler. Ama sonunda dayanamazlar. Süreyya’nın babası dönemin Basın-Yayın Genel Müdürüdür. n Süreyya, öğle yemeklerini lokantada yiyebilmek için izin ister. Baba da onaylar.
İki arkadaş, ertesi gün lokantaya gider, küçük bir bölümüne geçip güzel güzel karınlarını doyurur. Ve tabi ki, homurdanmalar ve şikayetler başlar.
Şikayetler aynı gün, Başbakan Rauf Bey’e oradan da. Ahmet Ağaoğlu’na ulaşır. Ağaoğlu akşam kızına durumu anlattıktan sonra,“Bundan sonra öğle yemeklerine bana gelin,” der..
Süreyya çok üzülür, ama yapacağı bir şey yoktur..
Birkaç gün sonra, Atatürk ve eşi Latife Hanım, Ahmet Ağaoğlu’na misafirliğe gelir. Süreyya , olayı bütün açıklığıyla Atatürk’e anlatır. Onun, kendisini destekleyeceğinden emindir. Ama, Atatürk, “Babanın da, Rauf Bey’in de hakkı var,” der.
Süreyya büyük bir hayal kırıklığına uğramıştır. Ertesi gün odasında çalışırken, bir yetkili içeri girer ve “Süreyya hazırlan, Paşa seni yemeğe götürecekmiş,” der.
Süreyya şaşkın, apar topar kapının önüne çıkar. Yanında bir milletvekili ve yaveriyle arabada oturan Atatürk, “Latife bugün seni öğle yemeğine bekliyor,” der.
Süreyya sevinçle biner otomobile ve otomobil o Lokantanın önünden geçerken, Atatürk, birden şoföre durmasını söyler. Bozüyük milletvekili Salih Bey telaşla yanlarına gelince, Atatürk, herkesin duyabileceği bir sesle, ona, “Bugün Süreyya’yı bize götürüyorum, ama yarın buraya gelecek, yemeğini lokantada yiyecek..” der.
Süreyya’nın şaşkınlığı daha da artar. Ne olup bittiğini, Latife Hanım, yemekte, onun kulağına eğilip, “Paşa, dün akşam bu lokanta olayına çok kızdı, ama babanı senin yanında ezmek istemediği için kızgınlığını belli etmedi. Eve gelir gelmez, birkaç milletvekilini arayarak, yarın mutlaka eşleriyle birlikte lokantaya öğle yemeğine gitmelerini söyledi,” deyince durumu anlar..
Süreyya ertesi gün, arkadaşıyla Lokantaya gider. Birkaç milletvekili eşi daha oradadır. Kimse onları bakışlarıyla bile rahatsız etmeye yeltenemez..
Bu bir ilk olur… Atatürk ve Türkiye’nin ilk kadın avukatı Süreyya Ağaoğlu, kadınların, tıpkı erkekler gibi, bir lokantada yemek yiyebilmesine de öncülük etmiştir…